Hayatta öyle sorunlar vardır ki, insanı rahat bırakmaz ama terapi odasına da sığmaz. Çünkü bu sorunların kökü, insanın varoluşuna, düşüncesine, yani felsefeye uzanır. Felsefi danışmanlık, binlerce yıllık düşünme geleneği içinde insanın kendini yeniden anlaması için bir alan açar. Lacanyen bir bakışla bu süreç daha da derinleşir; kişi kendiyle sorunun yüzeyinde değil, tam merkezinde, yani kendi sözünün kalbinde buluşur.
BLAP (Bireysel Lacanyen Anlatı Pratiği), felsefe ile psikanalitik düşüncenin buluştuğu bir noktada insanın kendini ve başkasını anlamasına alan açar. Bu programda Lacan’ın düşüncesinden yola çıkarak, dinleme, düşünme ve anlam kurma becerilerini geliştirirsin. Sen de BLAP eğitimine katılarak bu yaklaşımı öğrenebilir ve sertifikalı bir felsefi danışman olma yolunda ilerleyebilirsin.

Olcay Yılmaz
Felsefeci, yazar ve bireysel danışman. Anadolu Üniversitesi Felsefe Bölümü mezunu. 2003’te başladığı felsefe yolculuğunu, Freud ve Lacan’la tanışarak psikanalitik düşünceyle derinleştirdi. Kurucusu olduğu Düşünbil, Godfather ve Libido dergileriyle Türkiye’de felsefe ve psikanalizin buluştuğu özgün bir alan açtı. 2014’te gerçekleştirilen uluslararası Lacan seminerlerinin öncülerindendir. Şu anda Avusturya’da yaşamaktadır ve geliştirdiği Bireysel Lacanyen Anlatı Pratiği (BLAP) çerçevesinde çevrimiçi felsefi danışmanlık çalışmalarını sürdürmektedir.

Jacques Lacan
Bireysel Lacanyen Anlatı Pratiği (BLAP), doğrudan Lacan’ın özne kuramına dayanır. Lacan’a göre insan, bilinçdışının dil gibi yapılandığı bir düzende konuşarak kendini kurar. BLAP, bu anlayıştan hareketle, kişinin kendi yaşam anlatısını dile getirmesi yoluyla arzularının, eksikliklerinin ve tekrar eden örüntülerinin farkına varmasını hedefler. Lacan’ın “özne, söylenende değil, söylenmeyende belirir” düşüncesi, bu pratiğin merkezindedir: Anlatı boyunca asıl dönüşüm, kişinin kendi sözünü yeniden duymasında gerçekleşir.

Sokrates
Bireysel Lacanyen Anlatı Pratiği (BLAP), Sokratik yöntemin diyalog ve sorgulama temeline dayanır. Sokrates’in “doğurtma sanatı” olarak tanımladığı bu yöntem, kişiye hazır cevaplar sunmak yerine onun kendi düşüncesini doğurmasına alan açar. BLAP’ta da amaç, danışanın kendi anlatısı içindeki çelişkileri, varsayımları ve kör noktaları fark etmesini sağlamaktır. Bu süreçte rehber, yönlendirici değildir; tıpkı Sokrates gibi, düşündürücü ve açımlayıcı sorular sorarak kişinin kendi hakikatine yaklaşmasına yardımcı olur.

Sen
Bazen hayat, her şey yolunda gider gibi görünürken de ağırlaşır. Günlük telaşların içinde bir boşluk belirir; nereye gittiğini, neden orada olduğunu bilemezsin. Kimi zaman kaygı, kimi zaman anlam arayışı… ama aslında hepsi bir çağrıdır; kendi hikâyeni yeniden duyman için. Belki de artık, düşüncelerinin gürültüsünün altında kalan o sesi duymanın zamanıdır. Bu pratikte sen, bir “vaka” değil; kendi öyküsünü, kendi arzunu, kendi yönünü yeniden kuran bir öznesin. Aradığın cevap dışarıda değil; sadece kendi sözlerinde saklı.